Soner Yalçın
Erdoğan’ın çöküş tarihi
Okuyucu soruyor:
“Erdoğan başımızdan ne zaman gidecek?”
İki rekat namaz kılıp istihare’ye mi yatayım?
Diyelim rüyayı gördük; tabirci’yi nereden bulacağız; ara ki “Şıkk” ya da “Satıh” gibi Arap kahin bulalım!
Gerçi bazı yorumlar yapabilirim. Mesela…
Yumurta görmek iffete, güzelliğe, iyiliğe işaret. Kedi, hırsızlığa yorumlanıyor. Çok ağaç görürseniz erkek çocuğunuz oluyor. Elma da aynı anlama geliyor; doğurganlık. Ekmek, kısmet. Şarap, para. Kuşlar, gerçeği söylüyor. Balık, servet. Bit, zenginlik. Tavşan, hoppa kadın. Saç dökülmesi, ar damarının çatlaması.
Siyasi liderler “güneş” ile özdeşleştirilir. Rüyada güneş kararırsa, zorbalık demektir; ardından mutlaka çöküş geliyor! Güneş batarsa ölüm yakın…
Okuyucu sorusuna istihare’ye yatarak yanıt bulamayız. Peki…
Nikolay Kondratyev adını duydunuz mu?
Rus Marksist ekonomist. 1892’de doğdu; 46 yaşında öldü.
“Kondratyev Dalgaları” diye bilinen tezin sahibi.
Yazdıklarıyla Joseph Schumpeter, Ernest Mandel, François Simiand, Immanuel Wallerstein ve Eric Hobsbaw gibi isimleri etkiledi.
Peki…
Kondratyev, Erdoğan’ın siyaseten ne zaman “öleceğini” nasıl biliyor?
Şöyle…
İki rekat namaz kılıp istihare’ye mi yatayım?
Diyelim rüyayı gördük; tabirci’yi nereden bulacağız; ara ki “Şıkk” ya da “Satıh” gibi Arap kahin bulalım!
Gerçi bazı yorumlar yapabilirim. Mesela…
Yumurta görmek iffete, güzelliğe, iyiliğe işaret. Kedi, hırsızlığa yorumlanıyor. Çok ağaç görürseniz erkek çocuğunuz oluyor. Elma da aynı anlama geliyor; doğurganlık. Ekmek, kısmet. Şarap, para. Kuşlar, gerçeği söylüyor. Balık, servet. Bit, zenginlik. Tavşan, hoppa kadın. Saç dökülmesi, ar damarının çatlaması.
Siyasi liderler “güneş” ile özdeşleştirilir. Rüyada güneş kararırsa, zorbalık demektir; ardından mutlaka çöküş geliyor! Güneş batarsa ölüm yakın…
Okuyucu sorusuna istihare’ye yatarak yanıt bulamayız. Peki…
Nikolay Kondratyev adını duydunuz mu?
Rus Marksist ekonomist. 1892’de doğdu; 46 yaşında öldü.
“Kondratyev Dalgaları” diye bilinen tezin sahibi.
Yazdıklarıyla Joseph Schumpeter, Ernest Mandel, François Simiand, Immanuel Wallerstein ve Eric Hobsbaw gibi isimleri etkiledi.
Peki…
Kondratyev, Erdoğan’ın siyaseten ne zaman “öleceğini” nasıl biliyor?
Şöyle…
45-55 yıl sürüyor
Kondratyev; İngiliz, Alman, Fransız ve Rus devletlerinin kayıtlarında bulunan başta ekonomi olmak üzere, farklı konulardaki verileri toplayıp değişik bir sistematikle yorumluyor.
Bu saptamada tek tek ülkeler baz alınmıyor; dünya ölçeğindeki büyük ekonomik yapıya bakarak yorum getiriliyor.
Kondratyev’in 1926’da ortaya attığı teorisine göre, kapitalist ekonomik yapı; doğuyor, büyüyor, durağanlaşıyor ve çöküyor. Ve her dalgada emek-sermaye ilişkileri yeniden şekilleniyor; yeni toplumsal ilişkiler ortaya çıkıyor.
İlk başta güven veren, umut olan yapı zamanla bozuluyor; sistem içinden eleştiri ve hoşnutsuzluk başlıyor; normalde sıradan sayılabilecek olaylar büyük çatışmalara neden oluyor.
Sisteme hakim olanlar bu muhalif tepkilerin geçici olduğuna inanıyor; sistemin bozulmasından doğan dengesizlikleri analiz edemiyor. Ve sistem çöküyor.
Kondratyev’e göre kapitalizmin bu her döngüsel krizi 45 ile 55 yıl arasında gerçekleşiyor.
Kondratyev’in birinci dalgası, “devrimler çağı”; 1789 ile başlıyor. 1817’ye kadar büyüyor. Neler oluyor:
Monarşi ölüyor Cumhuriyet doğuruyor…
Dogmatizm ölüyor akıl doğuyor.
Feodalizm ölüyor ve kapitalizm doğuyor.
Yani, toprağa bağlı üretimin iktidarı son buluyor. Tarım artık büyük ekonomik güç değil. Dönemin itici gücü; buhar gücüne dayanan sanayileşme.
Toplumsal yapıyı kökten değiştiren iki büyük devrim bu döneme damgasını vuruyor:
Siyasal devrimin ülkesi Fransa.
Ekonomik devrimin ülkesi İngiltere.
Zenginleşip iktidara yerleşen burjuvazi emekçileri satıyor; ve birinci dalga 1848 Avrupa ayaklanmalarıyla bitiyor…
Bu saptamada tek tek ülkeler baz alınmıyor; dünya ölçeğindeki büyük ekonomik yapıya bakarak yorum getiriliyor.
Kondratyev’in 1926’da ortaya attığı teorisine göre, kapitalist ekonomik yapı; doğuyor, büyüyor, durağanlaşıyor ve çöküyor. Ve her dalgada emek-sermaye ilişkileri yeniden şekilleniyor; yeni toplumsal ilişkiler ortaya çıkıyor.
İlk başta güven veren, umut olan yapı zamanla bozuluyor; sistem içinden eleştiri ve hoşnutsuzluk başlıyor; normalde sıradan sayılabilecek olaylar büyük çatışmalara neden oluyor.
Sisteme hakim olanlar bu muhalif tepkilerin geçici olduğuna inanıyor; sistemin bozulmasından doğan dengesizlikleri analiz edemiyor. Ve sistem çöküyor.
Kondratyev’e göre kapitalizmin bu her döngüsel krizi 45 ile 55 yıl arasında gerçekleşiyor.
Kondratyev’in birinci dalgası, “devrimler çağı”; 1789 ile başlıyor. 1817’ye kadar büyüyor. Neler oluyor:
Monarşi ölüyor Cumhuriyet doğuruyor…
Dogmatizm ölüyor akıl doğuyor.
Feodalizm ölüyor ve kapitalizm doğuyor.
Yani, toprağa bağlı üretimin iktidarı son buluyor. Tarım artık büyük ekonomik güç değil. Dönemin itici gücü; buhar gücüne dayanan sanayileşme.
Toplumsal yapıyı kökten değiştiren iki büyük devrim bu döneme damgasını vuruyor:
Siyasal devrimin ülkesi Fransa.
Ekonomik devrimin ülkesi İngiltere.
Zenginleşip iktidara yerleşen burjuvazi emekçileri satıyor; ve birinci dalga 1848 Avrupa ayaklanmalarıyla bitiyor…
Soyguncu Baronlar’ın sonu
Gelelim Kondratyev’in ikinci dalga’sına…
Bu 1848-1893 “sermaye çağı”; kapitalizm “olgunlaşıyor” ve yeni sömürge alanlarına yayılıyor. İngiltere küresel güç oluyor. Almanya, İtalya tarih sahnesine çıkıyor. Sanayi çelik’leşiyor. Şirketler profesyonelleşiyor. Elektrik yaygınlaşıyor, daktilo kullanılıyor, asansöre biniliyor, dikiş makinesi tekstilin yıldızı oluyor, metro faaliyete başlıyor. İlk 25 yıl büyük bir büyüme gerçekleştiriliyor.
Bu arada ayaklanmaları bastırılan köylüler işçileşiyor; kölelik şartlarında çalışıyor. Fakat 1870’den sonra muhalefet rüzgarı esmeye başlıyor. Bir yıl sonra Paris Komünü kuruluyor. İkinci dalga’nın çöküş dönemi başlıyor.
Üçüncü dalga 1893-1939; kuralsız, sınır tanımayan vahşi kapitalizm dönemi. Finans’ın iktidarı; paradan para kazanma dönemi.
Banka ve borsa dönemin yıldızı. “Soyguncu Baronlar” dönemi; Rockefeller, Rothschilds, Carnegie gibi.
ABD yeni güç olarak dünyaya açılıyor. Radyo yayında. İlk motorlu helikopter uçuruldu. İlk üretim bandı fikrinin de babası olan Ford, günde 1000 araba üretmeye başladı. Paslanmaz çelik bulundu, naylon üretildi. Tüketimin arttığı dönem.
Fakat Birinci Dünya Savaşı ekonomik büyümeyi durdurdu. 1929 ekonomik kriziyle yapı dibe vurdu.
Sonuçta, 1917 Ekim Devrimi’nin de etkisiyle vahşi kapitalizmin yerini bizim “karma ekonomi” diye bildiğimiz sosyal devlet politikalar aldı.
Kondratyev bu dalganın sonunu göremedi…
O’nun yolundan gidenler “dalga” tespitlerine devam etti. Ancak dönemlerin başlangıçları ve bitişleri farklılık içerdi.
Dördüncü dalga genellikle İkinci Dünya Savaşı ile başlatıldı.
Bu sosyal devletin hakim olduğu bir süreçti.
Soğuk Savaş döneme damgasını vurdu. Uzun menzilli roket ve ilk nükleer reaktör tasarladı. Sesten hızlı uçuş denemesi başarıldı. Transistör icat edildi. IBM ilk bilgisayarı yarattı. Microsoft yazılım şirketi kurdu. Sovyetler Birliği Ay’a çıktı.
Ve gelelim Erdoğan’ı ilgilendiren bölüme…
Bu dördüncü dalga; kimine göre Vietnam Savaşı ve petrol kriziyle 1970’li yılların başında sona erdi. Kimine göre, sosyal devleti yok eden “neoliberalizmin” ABD ve İngiltere’de uygulanmasıyla 1980’de bitti.
Bitiş zamanı önemli; çünkü neoliberalizmin temsilcisi Erdoğan’ın ne zaman “gideceğini” hesaplayacağız!
Beşinci dalganın başlangıcından emin değiliz.
Beşinci dalga da aynı üçüncü dalga süreci yaşanmaya başladı; finans piyasası ve küreselleşme sürece damgasını vurdu. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla dalga en tepe noktasına çıktı.
Fakat: Kimine göre 1996’daki Asya krizi, kimine göre ise ABD ve Avrupa’daki 2008
ekonomik kriziyle yapı çöküşe geçti.
Ilımlı İslam’ın/BOP’un çöküşüne ve sıradan bir sebeple başlayıp Türkiye’yi kökten etkileyen Gezi Direnişi’ne bakın.
K. Marks dünyaya niye yeniden geldi sanıyorsunuz?
Bu arada…
Rüyada dalgalı deniz görmek, başarının zorlu mücadeleler sonucu geleceğine yorumlanır.
Dalganıza bakarak olmaz yani…
Bu 1848-1893 “sermaye çağı”; kapitalizm “olgunlaşıyor” ve yeni sömürge alanlarına yayılıyor. İngiltere küresel güç oluyor. Almanya, İtalya tarih sahnesine çıkıyor. Sanayi çelik’leşiyor. Şirketler profesyonelleşiyor. Elektrik yaygınlaşıyor, daktilo kullanılıyor, asansöre biniliyor, dikiş makinesi tekstilin yıldızı oluyor, metro faaliyete başlıyor. İlk 25 yıl büyük bir büyüme gerçekleştiriliyor.
Bu arada ayaklanmaları bastırılan köylüler işçileşiyor; kölelik şartlarında çalışıyor. Fakat 1870’den sonra muhalefet rüzgarı esmeye başlıyor. Bir yıl sonra Paris Komünü kuruluyor. İkinci dalga’nın çöküş dönemi başlıyor.
Üçüncü dalga 1893-1939; kuralsız, sınır tanımayan vahşi kapitalizm dönemi. Finans’ın iktidarı; paradan para kazanma dönemi.
Banka ve borsa dönemin yıldızı. “Soyguncu Baronlar” dönemi; Rockefeller, Rothschilds, Carnegie gibi.
ABD yeni güç olarak dünyaya açılıyor. Radyo yayında. İlk motorlu helikopter uçuruldu. İlk üretim bandı fikrinin de babası olan Ford, günde 1000 araba üretmeye başladı. Paslanmaz çelik bulundu, naylon üretildi. Tüketimin arttığı dönem.
Fakat Birinci Dünya Savaşı ekonomik büyümeyi durdurdu. 1929 ekonomik kriziyle yapı dibe vurdu.
Sonuçta, 1917 Ekim Devrimi’nin de etkisiyle vahşi kapitalizmin yerini bizim “karma ekonomi” diye bildiğimiz sosyal devlet politikalar aldı.
Kondratyev bu dalganın sonunu göremedi…
O’nun yolundan gidenler “dalga” tespitlerine devam etti. Ancak dönemlerin başlangıçları ve bitişleri farklılık içerdi.
Dördüncü dalga genellikle İkinci Dünya Savaşı ile başlatıldı.
Bu sosyal devletin hakim olduğu bir süreçti.
Soğuk Savaş döneme damgasını vurdu. Uzun menzilli roket ve ilk nükleer reaktör tasarladı. Sesten hızlı uçuş denemesi başarıldı. Transistör icat edildi. IBM ilk bilgisayarı yarattı. Microsoft yazılım şirketi kurdu. Sovyetler Birliği Ay’a çıktı.
Ve gelelim Erdoğan’ı ilgilendiren bölüme…
Bu dördüncü dalga; kimine göre Vietnam Savaşı ve petrol kriziyle 1970’li yılların başında sona erdi. Kimine göre, sosyal devleti yok eden “neoliberalizmin” ABD ve İngiltere’de uygulanmasıyla 1980’de bitti.
Bitiş zamanı önemli; çünkü neoliberalizmin temsilcisi Erdoğan’ın ne zaman “gideceğini” hesaplayacağız!
Beşinci dalganın başlangıcından emin değiliz.
Beşinci dalga da aynı üçüncü dalga süreci yaşanmaya başladı; finans piyasası ve küreselleşme sürece damgasını vurdu. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla dalga en tepe noktasına çıktı.
Fakat: Kimine göre 1996’daki Asya krizi, kimine göre ise ABD ve Avrupa’daki 2008
ekonomik kriziyle yapı çöküşe geçti.
Ilımlı İslam’ın/BOP’un çöküşüne ve sıradan bir sebeple başlayıp Türkiye’yi kökten etkileyen Gezi Direnişi’ne bakın.
K. Marks dünyaya niye yeniden geldi sanıyorsunuz?
Bu arada…
Rüyada dalgalı deniz görmek, başarının zorlu mücadeleler sonucu geleceğine yorumlanır.
Dalganıza bakarak olmaz yani…
0 yorum:
Yorum Gönder