Haziran’da Ölmek Zor
Hasan Hüseyin Kormazgil’in
“Haziran’da Ölmek Zor” şiirinde dediği gibi
“yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü”
Nazım Hikmet 3 Haziran
1963’te Moskova’da sürgünde, sabah gazetesini almak için çıkarken kalp krizi
geçirerek hayatını kaybetti. 61 yaşındaydı.
Yine Hasan Hüseyin’in aynı
şiirde dediği gibi
“bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta”
Nazım’a 11 ayrı dava
açılmıştı. 1938’de orduyu ayaklanmaya kışkırtmak suçlamasıyla çıkarıldığı
mahkemede 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. 12 yılını memleketinin farklı
hapishanelerinde geçirdi. 1950 affıyla çıktı. Bir yıl sonra askere alınması
sözkonusu olduğunda, ki o sırada 48 yaşındaydı, yurtdışına çıktı. Memleket
hasretiyle öldü.
Ahmed Arif 2 Haziran 1991
günü, Nazım gibi kalp krizi geçirerek öldü. 64 yaşındaydı.
Edip Cansever’in “Mendilimde
Kan Sesleri”nde seslendiği Ahmet Abi, Ahmed Arif değildir, lakin ben hep
“dirseği iskemleye dayalı, güzel kadeh tutuşlu Ahmet Abi”nin, Ahmed Arif
olsaydı diye düşünürüm:
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz
Türkiye'ye Ahmet Abi
Der şiirde Cansever.Türkiye’ye benzer gerçekten Ahmed Arif. “Nazım dünya şairiyse, Ahmed Arif
Anadolu şairidir” sözü çok doğrudur.
Orhan Kemal ise 2 Haziran
1970 günü 56 yaşındayken öldü. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü idi. Katip,
bulaşıkçı, fabrika ve matbaa işçisi olarak çalıştı. Şiir yazıyordu. Beş yıl
hapis yattı.
Suçlama bugünün iddianamelerini aratmayacak türdendi: “Nazım
Hikmet okumak”.
Bursa mahpushanesinde “suç
fiili”yle Nazım’la tanıştı. Yaşamı değişti Nazım’ın yönlendirmesiyle roman ve
öykü yazmaya başladı.
Mahpustan çıkışında hamallık
ve amelelik yaptı. Hayatının sonuna kadar yazdı. Murtaza (1952) Bereketli
Topraklar Üzerinde (1954) Devlet Kuşu (1958), Gurbet Kuşları (1962), 72. Koğuş
(1967) gibi başyapıtlar bıraktı.
Ezcümle bu memlekette yaz
mevsimi Nazım, Ahmet Arif ve Orhan Kemal'in Haziranı'ın hüznüyle başlar; her
yıl daha da ağırlaşır. Bu yıl 1 Haziran'a Ethem Sarısülük, 2 Haziran'a Mehmet
Ayvalıtaş, 3 Haziran'a Abdullah Cömert de katıldı.
Ne çok acı, hüzün var bu
memlekette.
Hilmi Yavuz'un Nazım Hikmet
için yazdığı şiirde dediği gibi:
belki de en çok anladığımız
biz ki sessiz ve yağız
bir yazın yumağını çözerek
ve ölümü bir kepenek gibi
örtüp üstümüze
ovayı köpürte köpürte akan
küheylan" (HK)
0 yorum:
Yorum Gönder